Sayfalar

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Les amours imaginaires (Heartbeats)

 Yönetmen : Xavier Dolan
 Senaryo :    Xavier Dolan
 Tür: Dram,Romantik.
Yapım:Kanada
Süre: 1saat 35dk.
IMDB Puanı : 6.9
Benim Puanım 7.2




Filmimiz başladığı sahne itibariyle durgun bir film gibi gözükmekte,festival ve bağımsız tadında olduğu zaten belli ki herkesin film zevkine göre çekilmiş bir film değil zaten. Sakin başlıyor ve tüm film özünde sakin gidiyor fakat,müziklerle o manzaralarla,kıyafetlerle o kadar güzel akıcılık sağlanmış ki sıkmıyor.Film 3 karakter etrafında dönüyor aslında bana göre sadece filmin yazarı yönetmeni ve oyuncusu olan Xavier Dolan üzerinde dönüyor biraz onun dünyası ağırlıklı anlatılmakta hafiften.Üç kişi var 2 erkek 1 kız.Erkeklerden biri Francis romantik,hayalci ve aynı zamanda da mesafeli bir gay.Maria erkeklerden hoşlanan yani standart bir bayan ve yakın arkadaşı Francis.Filmin ortalığı karıştıran karakteri ise Nicolas,film boyunca onun gay mi yoksa kadınlardan hoşlanan biri ya da ikisi mi olduğunu anlayamıyorsunuz.Ki zaten bu bazı sahnelerde izleyiciye bırakılmış birşey. Film Francis ve Maria nın hayatına Nico girdikten sonraki davranışlarını,çaktırmadan rekabetlerini ve Niconunda bunu sevmesi ve bununla beraber yaşanan olayları neden ve sonuçları anlatıyor. Bunları anlatırken de ilişkilerinde başarısız olmuş bay ve bayanlardan böyle 2-3 dakikalık paragraflar,iç dökme seansları gibi tek kişilik sohbetler görüyoruz.Sorunlu ilişkilerin nasıl kötüleştiği insanların kendini nasıl eleştirdiği bu sebeple bitti demeleri vs herşeyden bir parça bulabiliyorsunuz.

Karakter analizi yapıcak olursam: Francisi oynayan filmi yaratan adamı çok seviyorum Xavier bi kere çok tatlı artı gerçekten yaşayarak oynamış olsa gerek oyunculuğunu her yönden çok beğendim.Karakterimiz Gay ve hafiften eli ayağı dolanacak ama bi o kadar da ağır başlı olabilecek bir Gay.Marianin bi kısımda bahsettiği gibi o çok hayal kurar insanlar hakkında olmadık hayaller kurar ve kaptırır kendini gibi birşey demişti,aynen öyle bi karakter bi umut alırsa karşı taraftan sonuna kadar gidebilecek herşeyi riske edebilecek bir tip.

Maria'dan bahsedecek olursak,o da çağına ya da yaşıtlarına göre daha klasik ve yaşını büyük gösteren şeyler giyen sigarayla neredeyse beslenen bir arkadaşımız,o da duygusal ama belli etmeden yaşayan biri ki bunuda şu sözlerle çok güzel özetler;sigara beni ölene kadar hayatta tutar,sigara içtikte kendimi susturur,duygularımı saklarım der.Ama iş aşk olunca herkes bir yerden sonra mantıktan sonraki gerçekliğe geçiyor.
Marie ve Francisin arkadaşlığından biraz bahsedecek olursam;aslında bence en iyi arkadaşlık modeli,hani kötü bana da söylemiyorum ama en ideal hali bence arkadaşlığın uzun ömürlü olması için.bir kız bir erkeksen eğer arkadaşlığın ileri safhalarında insanlar boşluğa düştüklerinde birbirlerine en çok anlaştıkları dostum dedikleri insanlara sarkabiliyorlar. bu arkadaşlıkta bu olucak bir durum değil ama bu böyle değil diye sorunlu olmayacak da değil ki filmde bunu anlatıyor zaten,ikisi aynı erkekten hoşlanıyorlar,bu da çok olası bir durum o yüzden ideal gibi gözüken arkadaşlığında garantisi yok aslında. Birbirlerine özünde çok değer veren iki insanlar ama bu bir gerçek sadece aşk gibi mantığın sınırlarını aşan bir duygu girince biraz ekşın ooluyor o kadar.


Nico ise;çözümlemeye en açık karakterimiz ki filmin kopma noktasıda bu karakterin geldiği andan başlar.Çocuğun öncelikle ne olduğunu anlayamıyorsunuz yani erkeklerden mi hoşlanıyor kadınlardan mı yoksa ikisinden mi bilemiyorsunuz ki zaten bu hava verilmiş.Oyunculuk olarak çok bişey gördüğümü söyleyemiyeceğim ama bu tarz filmlerde oyunculuktan öte anlatılan konunun veriliş tarzı,müzikler ve çekimler daha ön planda olur filmi hissetmemiz için o yüzden oyunculuklara takılmıyorum. Bu karakterimiz bence ne istediğini bilemeyen bir modeldi.

Filmin kendisinden bahsedicek olursam eğer;Filmin çekimlerini 21 yaşındaki X.Dolan yapmıştır ve 2.filmi olmasına rağmen bence Kanada gibi soğuk bir yeri samimi bir ortam haline getirebilmiş.Çekimler çok güzel. Fonda çalan parçalar çok çok iyi bu filmi izlemeseniz konusunu beğenmeseniz bile,sanki playlistinizi hazırlamışsınız giib filmi altta pc de açıp dinleyebilirsiniz.Kıyafetler çok tatlı renklerde olmuş ve filmin havasını güzelleştirmiş:

Filmde hoşuma giden bir iki cümle yazıcam buraya;
-Onu arayamazsın,onunla konuşamazsın,ona yazamazsın,artık bitmiştir.Onun gittiği bir yere gidemezsin.Bu bende 1 yıl sürdü.Sonrasında atlattım ama eğer şanslıysan bu daha kısa olabilir;2 ay,2 hafta,2 gün.
Burada gerçekten ilişkiyi atlatmanın çok net bir özeti var aslında evre evre,önce onunla beraber gittiğin mekanlara gidemezsin,onla ilgili arkadaşlarına birşeyler anlattığın mekanlara bile gidemezsin.Belli evrelerden gececeksinki hazmedip unutma yoluna gidesin.
-Aramızdaki mesafelerdi sevgimiz,zorluklari aşıp uçaktan inip buluşmaktı bizim aşkımız,mesafe bitince sevgide bitti artık aşıcak okyanuslar olmayınca aşkta bitti.
Gerçekten insanların bazen sevdiği kişiye duyduğu sevgiden öte onu elde etmek için uğraştıklarına duyduğu sevgidir.

-Bazen bilgisayar başındayken paniğe kapılırım,endişelenirim.Her yenile tuşuna her bastığımda bir kişi ölse bu dünyada kimse hayatta kalmazdı.
Burada kadın aşık olduğu adama çok bağlı,tabi karşılıksız ya da bitmiş bir ilişki bu .Onun zamanında nerde ne yaptığını bildiği için o mekanlara gidemez olmuş,rutin yaptığı birşeyi o gün yapmazsa merak eder olmuş ister istemez kendi hayatından çok aşık olduğu kişinin yaşamına,yaptıklarına bağlı olmuş ki sanal ortama yapılan gönderme çok güzel burda. Hepimiz bunu en az bir kere yapmışızdır sevgili adayımız ya da eski sevgilimizin Facebook'u varsa işte online mı ne paylaşmış en son kimle resmini koymuş vs. gibi.
-Bu beni en çok etkileyen sözlerden biriydi;Ben zayıfım;eğer birine değer vermişsem daima her konuda o haklıdır. Bunu çok yapıyoruz işte.
İzlemek isteyenler için iyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder